C@ND@N DoSTL@RıM
Menü  
  Ana Sayfa
  Umuttepenin gazetesi
  Forum ve Üye kayıt
  Ziyaretçi defteri
  Arşiv
  => Videolar
  => Fıkra
  => Şiirler
  => Program
  Web siteniz için 25 uyarı
  Html kodları seç beğen
  İlginizi çekecek şeyler...
  Gülmek mi istiyorsun?
  Muhabbetler
  Sözler
  Bütün sitelerin burç yorumları
  Rüya yorumlama
  Spor Haberleri
  Güncel Haberler
  Msn nickleri
  Resimlerim
  Chat
  Oyunlar
  Canlı tv ve radyo
  OSYM ve diğer sınav sonuçları
  E-Devlet linkleri
  Online E-Devlet Hizmetleri
  Resim haber ve başka şeyler
  Mp 3 url'si tıkla indir...
  Vizyondaki filmler
  Bilgi yarışması
  Müzik dinlemeye ne dersin?
  Ah erkekler ah!
  Özel Forum sitemiz
  Okulunu yaz Resmini Gör
  Çıkma teklifleri
  Sitelerinizi görelim bakalım
  Linkler
  Yılmaz CANDAN
  Eğitim fakültesi




Copyright © 2007 Yılmaz Candan Tüm Haklar Korunmuştur.



...
Şiirler

Sizinde bulunmasını istediğiniz Şiir varsa  lütfen burayı tıklayarak bana bildirin

DESEMKİ

Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır.

Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor.

Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,

Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim.

Senden kopardım çiçeklerin en solmazını.

Toprakların en bereketlisini sende sürdüm.

Sende tattım yemişlerin cümlesini..

Desem ki sen benim için,

Hava kadar lazım,

Ekmek kadar mübarek,

Su gibi aziz bir şeysin:

Nimettensin, nimettensin !

Desem ki...

İnan bana sevgilim inan.

Evimde şenliksin, bahçemde bahar:

Ve soframda en eski şarap,

Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,

Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.

Ben sende yaşıyorum.

Sen bende hüküm sürmektesin.

Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,

Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.

Günlerden sonra bir gün,

Şayet sesimi fark edemezsen,

Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden

Bil ki ölmüşüm.

Fakat yine üzülme müsterih ol;

Ve neden sonra

Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,

Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede,

Hatırla ki mahşer günüdür

Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

Cahit Sıtkı TARANCI

Sakarya türküsü

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.
Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;
Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?
Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?
Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,
Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..

Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce

Bir yer var; biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Otuz Beş Yaş

Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünüyorsunuz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim:
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim
Yalandır kaygısız olduğum yalan.
Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız
Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.
Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar.
N'eylesin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.

                                     Cahit Sıtkı Tarancı

Kaldırımlar

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında,
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık.
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
İn-cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık.
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

İçimde damla damla bir korku birikiyor,
Sanıyorum her sokak başını kesmiş devler,
Üstüme camlarını hep simsiyah dikiyor.
Gözüne mil çekilmiş bir ama gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi,
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur ses kesilince sesi,
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek yumuşak bir kucakta,
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum...
Aman sabah olmasın bu karanlık sokakta,
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum.

Ben gideyim yol gitsin, ben gideyim yol gitsin,
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler...
Tak tak ayaksesimi aç köpekler işitsin.
Yolumun zafer takı gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim!
Gündüzler size kalsın verin karanlıkları.
Islak bir yorgan gibi sımsıkı bürüneyim.
Örtün üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem taşlara boydan boya,
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp sokaklar kadar esrarlı bir uykuya.
Ölse kaldırımların kara sevdalı eşi.


Necip Fazıl Kısakürek    

ÇÜNKÜ BEN İLK DEFA SEVİYORUM

 

Ben seni bir okyanusun derinliginde buldum da sevdim

Parlak bir inciydin benim için

Paha biçilmez bir inci

 

Ben seni soguk ve yagmurlu bir günde

Seni düsünürken gülüsündeki sicakligin içime dolup da

Beni sardigi bir anda sevdim

Seni sadece selvi boyun,siyah saçlarin yada kara gözlerin

Güzel bir yüzün var diye degil

Fikirlerinle,konusmandaki güzelligin ve benim o kor halde yanan yüregimle sevdim

Ben seni derinden ve hissederek sevdim

Her kalp atisimda vücudumun dört bir kösesine yayildigini

Beni sardigini her nefes alisimda cigerlerime isledigini bilerek sevdim

Seni kis gecelerinin o soguk yataginda birlikte uyuyup beni isittigin

Yaz sicaginda uyuyamayip sikintilarim oldugun

Ve rüyalarimda bulustugumuz gecelerde sevdim

Seni ellerinden tutup kanimin kaynadigi

Kalbimin yerinden firlayacagini hissettigim anlarda

O islak dudaklarinla beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim

Ben seni o sensiz anlardaki bos ve degersiz geçen dakikalarda

Kayip zamanlarimizda,seni arayip bulamadigim

Çaresizlik içinde oldugum,içki sofralarini dost bildigim anlarda sevdim

Sen ne kadar uzak olsan da,

Aramizdaki kilometreler nasil çoksa

Bende seni o kadar yogun ve o denli çok sevdim

Seni kalbimde yanan atesin ile

Zihnimde olusan hayallerin o ay parçasi çehrenle

Bana derinden bakan o gözlerindeki isiltiyi görecegim anlari beklerken

Kalbimin yanip tutustugu anlarda

Gelip o bu atesi alevlendirerek

Bana sarilarak beni sevdigini söyleyecegin anlari düsünerek sevdim

 

Korkuyorum!

Hakkettigin mutlulugu sana verememekten korkuyorum.

Seni beni sevdiginden fazla sevememekten korkuyorum.

Senin sevgine layik olduktan sonra baskalari tarafindan o sevgiyi kaybetmekten korkuyorum.

Seni kazandim derken kaybetmekten korkuyorum.

Aramizdaki maneviyat haricindeki uçurumlardan korkuyorum.

Senin kalbini daha fazla kirmaktan korkuyorum.

O temiz ve masum göz yaslarini daha fazla akitmaktan korkuyorum.

 

Evet korkuyorum;

seni kaybetmekten, seni daha fazla üzmekten ...

Sana kendimi ifade edememekten korkuyorum.

Yada yanlis anlasilmaktan korkuyorum.

Uçurumun kenarinda yalniz kalmaktan korkuyorum.

Dostluguna doyamadan uluorta yalniz kalmaktan korkuyorum.

Yüregimdeki o ince sizinin bir gün çogalmasindan ve beni sarmasindan korkuyorum.

Sevgi denen güzelliginin bir gün beni terk etmesinden korkuyorum.

Dostlugun ölüp yerine nefretin yesermesinden korkuyorum.

 

Korkuyorum evet;

seni kaybetmekten ve seni daha fazla üzmekten...

Bir çiçek misali ne ellemeye nede koparmaya kiyamiyorum uzaktan seyrediyorum çünkü;

Seni daha fazla incitmekten korkuyorum.

Ömründe yasadigin mutlulugu huzuru sana yasatamamaktan korkuyorum.

Sana kalbimden fazlasini verememekten korkuyorum.

Sonunda sana gözyasindan baska bir sey birakamamaktan korkuyorum.

Seni sevmekten degil;

dostlugunu suiistimal etmekten,

Seni kaybetmekten ve degerini bilememekten ve Yüce Rabbime hesap verememekten korkuyorum.

Belki de çok fazla korkuyorum ...

 

ÇÜNKÜ; BEN iLK DEFA SEViYORUM

 

 
Hoşgeldiniz...  
  Daha sitene birden fazla ziyaretçi göndermiş olan hiç link yok!

Senin linkin burada olsun mu?
O zaman buraya kaydını yaptır:
=> Kayda git
 
 
 
Burçlar

Günlük falınızı Okuyun

Astroloji.org 'un desteğiyle



 
 
 
Duyurular
Sitemiz açılış hızından şikayetçi olan ziyaretçilerimize Firefox tarayıcı kurmalarını tavsiye ediyoruz. Sitemizin Firefox tarayıcı ile daha hızlı açıldığını farkedeceksiniz
 
 
 

 
yilmazcandan.tr.gg

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol